Trafikteki maliyetleri poliçeler düşürülebilir

Trafikteki maliyetleri poliçeler düşürülebilir

Uluslararası taşımacılıkta her yıl artan trafik sigortası maliyetlerine çözüm önerisi Aktif TK Sigorta Aracılık Hizmetleri’nin genç yöneticisi C. Boğaç Üçer’den geldi.

Daha önceki sayılarda da gündeme getirdiğimiz gibi, özellikle araç sayısı 50’yi aşan lojistik kuruluşları araçlarına kasko yaptırmıyor. Bunu da kendilerine göre haklı gerekçelerle açıklayarak, ‘doğmamış bir riskle 50 aracımdan en az 3’ünü sigorta şirketlerine vermektense, belli bir miktar kazancımı bu tip vakalar için bir köşeye ayırırım olur biter” diyor. Bunun gerçekten bir çözüm olup olmadığını sorduğumuz Aktif TK Sigorta Aracılık Hizmetleri Yöneticisi C. Boğaç Üçer, bizi şöyle yanıtladı: “Bireysel araçlarda sadece pert olmuş araçları ödeyen, dolayısıyla maliyeti çok daha düşen ürünler var. Ama bunu bir türlü lojistik sektörüne entegre edemediğimizi söyleyebilirim. Çünkü, araç bedelleri çok yüksek. Türkiye’de bir binek aracın maliyeti 30-35 bin liradan başlıyorken, sıfır bir çekicinin fiyatı 180-200 bin liradan başlıyor. Bir sigorta aracısı olarak, acentelerin sigortalılarını yeteri derecede bilinçlendirmediklerine inanıyorum. Biz sigortalımıza, ‘Siz zaten 3-4 bin liralık hasarınızı kendi cebinizden ödüyorsunuz. Bunun yerine muafiyetli poliçe yaptırın, böylece küçük muafiyetlerle maliyetini daha da düşürebilirsin’ tavsiyesinde bulunuyoruz. Biz, ‘eğer muafiyetli isterseniz maliyeti bu, muafiyetsiz isterseniz de bu’ diye uyarıyoruz. Birazcık muafiyetle şuradan zarar görüp, buradan kar edebilirsiniz. İnsanları bilinçlendirdikçe tercihlerini değiştirebiliyorlar.

ÜÇLÜ KONSENSUS, KASKO SORUNUNU ÇÖZER
Evet tespit ettiğiniz gibi genelde filolarında 50 aracın üstünde bulunduran şirketler, ‘biz kaskoya vereceğimiz parayı kenara ayırıp, riskle karşılaştığımızda olası hasarları bu havuzdan ödeyelim’ diyor. Bunun en büyük nedeni maliyet. Ve sigorta şirketleri de, sigortalatan da kendilerine göre haklı. Niye? Çünkü, sigorta şirketlerinin hasar istatistikleri çok yüksek olduğu için maliyeti düşüremiyorlar. Bu soruna yalnızca sigorta şirketleri değil, devlet de müdahale ederse çözüm gelir. Milli Reasürans’ın karşıladığı yüzde 20 ile yapılacak bir iş değil bu. Devlet, sigorta şirketleri, derneklerin biraraya gelip çözüm için bir konsensus oluşturmaları lazım. Maliyetleri düşürmek ancak böyle bir ortak akıl ile gerçekleşebilir.

ASIL SORUN TRAFİK SİGORTASINDAKİ HAVUZ SİSTEMİ
Kaskodaki gerçekliği kabul eden Boğaç Üçer, ancak uluslararası nakliyecinin maliyetlerini yükselten başka bir gerçekliğe de şu sözlerle dikkat çekti: “Uluslararası taşıma yapan araçlar daha çok yurtdışında trafikte oluyor. Kapılara da konulacak bir otomasyon sistemiyle, trafikte kalınan süre hesaplanarak ona göre bir trafik poliçesi oluşturulabilir. Böylece maliyetleri düşürmek mümkün. Aslında uluslararası taşımacının kasko ile ilgili bir maliyet şikayeti yok. Trafik sigortası ile ilgili maliyet şikayeti daha fazla. Çünkü, trafikte bir havuz sistemi var. Havuz zarar gördükçe şirketlerin de maliyeti yükseliyor.”

NAKLİYECİYLE AYNI DİLİ KONUŞUYOR, SAHAYA İNİYORUZ
Aktif TK’yı farklı kılan özelliklerin maddi olmaktan çok manevi olduğunu belirten Boğaç Üçer, “2012 yılında Mersin şubemizi açarak hasar departmanımızın büyük bir çoğunluğunu oraya taşıdık. Hasar danışmanlık hizmetlerimizi oradan yönetiyoruz. Dolayısıyla nakliyeciye çok daha yakın ve yüz yüze hizmet veriyoruz. Kendi sorunlarımızı daha iyi aktarırken, sigortalılarımızın sorunlarını da daha iyi analiz edebiliyoruz. En büyük farkımızı sigortalımızla bire bir temas halinde olmamız diye açıklayabilirim. Ekibimizin büyük çoğunluğu nakliye kökenli. Aynı dili konuşuyor ve sorunların ne olduğunu biliyor. Biz hep ana uzmanlığımız olan nakliyeye konsantre olduk, o nedenle başka dallara yönelip konsantrasyonumuzu bölmüyoruz. Suriye olaylarından rakamsal olarak en çok Antakya, Mersin ve Gaziantep zarar gördü. Bizim de yüzde 10-15’lik bir zararımız oldu. Ama yine de beklediğimizden daha az olduğunu söyleyebilirim. Çünkü, en çok zarar gören Antakya nakliyecisi, Suriye’yi bypass eden Hatay Ro-Ro gibi akılcı çözümler üretti. Bu bir başarı hikayesidir. Aslında sorun Suriye değil, Ortadoğu ülkelerine geçememek. Çünkü, Suriye ile ihracatımız ortada. Ama Ortadoğu bizim için büyük bir pazar” diye konuştu.

CMR’YE YURT İÇİ SORUMLULUK VE MALİ MESULİYET POLİÇESİ EKLENDİ
Yatırımlarını da ana konuları olan CMR branşında yaptıklarını kaydededen Üçer, “Bu yıl da yıllardır olmayan bir ürün geliştirerek portföyümüze yurt içi sorumluluk ve mali mesuliyet poliçesi de ekledik. Daha önce forwarder sorumluluk sigortası yaparsanız yurt içi taşımalarınızı teminat altına alabiliyordunuz. Biz bunu çok cüzi primlerle CMR’nin bir parçası haline getirdik. Böylece hem nakliyecimizin maliyet yükünü hafifletirken, operasyonel yükünü de azaltmış olduk. Daha fazla poliçe ile uğraşmaktansa tek bir poliçe ve tek bir kanal ile uğraşıyor. Bizim gibi aracı şirketlerin yatırım yapması gereken en önemli fonksiyon iletişimdir. Biz de yatırımlarımızı bu yönde gerçekleştiriyoruz. Web sitemizi yeniledik, şu anda birçok farklı dilde yayın yapan bir web sitemiz bulunuyor. Böylelikle ithalatçı ve ihracatçılar da bizimle ilgili daha fazla bilgiye ulaşabiliyor. Sitemize girenler hasar elleçlemeleriyle ilgili çok ciddi paylaşımlar bulabilir. Bunun dışında eğitim seminerlerindeki bilgileri de sitemizde paylaşıyoruz. Daha sonraki dönemde cep telefonlarıyla ilgili aplikasyonlarımız da olacak. Böylece bize çok daha seri bir şekilde ulaşacaklar” açıklamalarıyla yaptıkları yenilikleri ortaya koydu.

CMR SİGORTASI GRİDİR, BEYAZA DA SİYAHA ÇEKEBİLİRSİNİZ
Sigortacılık dünyasında ‘artık bu da olmaz’ denilen vakalar mutlaka yaşanıyordur. Rastladınız mı? Diye sorduğumuz Boğaç Üçer,  şunları söyledi: “Bizim uzmanlık alanımız sorumluluk. Yani nakliyat ile ilgili yükümlülüğümüz var. Sattığımız sigortalar da sorumluluk sigortalarıdır (CMR). CMR sigortası, ‘gel ben her şeyi öderim’ sigortası değildir. Rengi tamamen gridir. Beyaza da, siyaha da çekebilirsiniz. Yani ödenip ödenmeyeceği belli başlı etkenlere bağlıdır. Son zamanlarda Doğu’da araç yangınlarına sıklıkla rastlıyoruz. Müşterilerimizden biri poliçemizin üzerindeki maddeleri değiştirerek, Doğu’da oluşan terör olayları, sel, yangın, heyelan gibi olasılıkları da göz önüne alarak poliçeye madde eklemiş. Bu da İzmir’de faaliyet gösteren bir ihracatçı tarafından bize soruldu. Hemen poliçemizi istedik. İnceleme sonucu gördük ki, nakliyecimiz maddeleri kendi tarzına göre yeniden düzenlemiş. Biz de ihracatçımızı uyardık, sigortalımızın da poliçesini feshettik.”

Selçuk ONUR - LOJİPORT

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum